Blog Yazıları

Sitemizi ilk kurarken yapacağımız o kadar çok şey vardı ki, hiç aklımdan geçmemişti blog yazmak…

Ama sonra kendimizi ifade etmek sınırlı kaldı. O kadar farklı güzelliklerle bir arada yaşıyoruz ki, bunları sizinle paylaşmak hem tatil rotanıza destek olur, hem de saklı cennetleri keşfetmenize yarar sağlar diye düşündük. İlk yazıma tüm çocukluğumun geçtiği Ölüdeniz'den başlamak istiyorum. Dedem Osman Çavuş, Ölüdeniz'de turizmi ilk başlatan kişidir. Annemler orda doğup büyümüş. Ben de onlarla Ölüdeniz’in tadını çıkardığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. Hep rahmetli dedeme Ölüdeniz’in hikayesini sorardık, o da bize anlatırdı :

Baba oğul hikayesi belki de efsane ama beni çok etkilemiştir. Bir baba oğul, küçük bir kayıkla açık denizin ortasında fırtınaya kapılır. Baba başka yöne gitmeye çalışırken, oğul da durgun olduğunu bildiği yöne gitmekte ısrar eder. Baba oğul kavgaya tutuşurlar. Babanın bilmediği bir şey vardır ki, oğlu sevdalıdır. Sevgilisi Belcekız’la buluşmak için koyları keşfetmiştir. Baba kayalıklara çarpmamak için kayığın küreğiyle taşları iteklerken oğlunu yaralar ve oğul denize düşüp ölür. Baba, oğlunun direttiği yöne doğru ilerler ve çarşaf gibi sakin deniziyle Ölüdeniz’i keşfeder. Sevgilisinin öldüğünü duyan Belcekız ise sürekli buluştukları kayalıklardan kendisini atar ve ölür. Belcekız Plajı da ismini genç kızdan alır.

Çocukluğumuzda o kadar ıssızdı ki Ölüdeniz, birkaç otel belki vardı. Hemen plajın yanındaki boş tarlalarda patlıcan, domates, biber ve gerekli olan başka sebzeler ekillirdi. Sahilde zeytin ağaçları, mis gibi çam ağaçları, keçiboynuzu ağacı, meneviş (sakız) ağacı, limon ağaçları, dağlarda çaylar, değişik otlar, doğanın tüm güzellikleri bir arada toplanmıştı. Allah’a şükür yıllar çok şey değiştirdi diye yakınmıyorum çünkü turizmin çok gelişmesine ve kalabalıkların özellikle yaz mevsiminde çoğalmasına rağmen hala biz bu ağaçlardan keçiboynumuzu da topluyoruz, zeytinimizi de... Deniz kıysında olmasından mıdır, güzel havasından mıdır bilemem ama burdan topladığımız zeytinler bir başka güzel.

Yıllar geçse de değişmeyen tek şey, özellikle bu doğanın bize sunduğu nimetler. Eğer bir gün bu taraflara yolunuz düşerse burdaki lezzetlerin eski tadlar olduğunu farkedersiniz. 

22.05.2017