Geçen hafta sonu Kayaköy'de ilk defa yapılan şenliğe katıldık. Yolda giderken dedim ki, "Burada doğduk, büyüdük, ilk defa Kayaköy Şenliği'ne gidiyorum." Kayaköy'e gidince anladım ki, ilk defa bu sene yapılmaya başlanmış Kayaköy Şenliği. Fethiye'ye bağlı bu şirin kasaba doğası gereği hep bir festival tadında. Mistik havası adımınızı atar atmaz sizi içine çekiveriyor; hikayesiyle, hüznüyle...
Fethiye'ye bağlı olan Kayaköy, Ölüdeniz'e 10 km. uzaklıkta küçük bir kasaba. 11. yüzyıla kadar Rumların yaşadığı bu kasaba, o dönemde Likya Karmylassos üzerine Levissi ismiyle kurulmuş. Uzun yıllar, hatta asırlar boyu Rumlar ve Yörük Türkleri bir arada yaşamışlar. Rumlar yolun üst tarafındaki yamaçlarda kurdukları zemine uygun yığma taş evlerde kalaycılık, taş işçiliği, nalbantlık ve marangozlukla uğraşırmış. Bu evler, yaklaşık 500 ev birbirinin güneşini kesmeyecek şekilde kuzey yamaca kurulmuş. Kasabada kendilerine ait okul, hastane, sarnıçlar ve kiliseleri mevcuttur. Hatta taş evlerin duvarlarına yaptıkları işlemelerde oymacılık ve resimle ilgilendikleri de görülür. Yolun alt tarafında yaşayan Türkler de çiftçilikle uğraşırdı. Yolun alt tarafı üst tarafı dediğime bakmayın, Rumlar ve Türkler köyde omuz omuza yaşam sürdürmüşler. Meşhur köy kahvesinde birlikte çaylar içip, muhabbet etmişler ama birbirlerinden hiç kız alıp vermemişler. Birbirlerinden etkilendikleri çok şey olmuş. Yemekleri, ekmekleri, değişik etnik kültürleri…
Ancak 30 Ocak 1923'te yapılan mübadeleyle Rumlar Kayaköy'ü terk etmek durumunda kaldı. Onların yerine gelen Türkler de tarımla uğraştıkları için bu yamaçtaki taş evlerde yaşayamadılar ve verimli topraklara sahip Fethiye ovasına dağıldılar. Rumlar giderken tabiki yanlarına çok eşya alamadılar, hatta bir gün döneceklerine inandıkları için almak da istemediler. Bu terk edilmiş evler de zamanla harabeye dönüştü. Belki bir gün restorasyon olur, belki de korunma durumu gözden geçirilir, bilemeyiz... Kayaköy'e bu yamaçtaki terk edilmiş evlerden dolayı olsa gerek "Hayalet Şehir" de denir. Bence Hayalet Şehir denmesinin bir sebebi de, ister Ölüdeniz'den, ister Fethiye'den Kayaköy'e gidin, hangi dar sokağa saparsanız sapın, köy kahvesine çıkarsınız, kaybolmazsınız.
Ama şunu da söylemeliyim ki; buradaki erikler, karadutlar, taze ve kurutulmuş siyah incirler, üzümler, nohut, mercimek, tarhana lezzeti bambaşka…
Hatta buraya yolunuz düşerse pırıl pırıl tertemiz deniziyle Gemiler Koyu'na, Dar Boğaz'a, Soğuk Su'ya da mutlaka uğrayın. Köy kahvaltıları, sac börekleri (yani gözleme), kendin pişir kendin ye tarzı restoranları, şarap evleri, at çiftliği de alternatifler arasında.
© 2024 - Fethiye Köy Ürünleri | Tüm Hakları Saklıdır.